2 Şubat 2016 Salı

Devam


S: Hayaletler ve hayaletimsi şeyler ilginizi çekiyor. Değil mi?

C: Sanırım. Pek çok yerde yaşadım ve yaşadığım o yerleri temelli terk ettim. Yani bir anlamda pek çok kere öldüm ve yeniden doğdum; pek çok kısa, yoğun hayat sürdüm. Yazdıklarım bunun bir yansıması mı yoksa bununla hesaplaşmanın bir yolu mu, bilmiyorum.

(Sizin de başınıza geliyor mu bilmiyorum ama ne zaman takdir ettiğim birinin verdiği bir söyleşiyi okusam, sorulara takılıyorum, daha doğrusu, soruların sorulma üslubuna... Talihsiz bir soruya samimi ve yerinde bir cevap söz konusu burada; alıntı, Valeria Luiselli'nin The White Review söyleşisinden - Kalabalıkta Yüzler, pek çok katmanı olan bir metin ve yazarın burada verdiği yanıtla birebir örtüşen bir "çoklu yaşam ve ölüm" prensibi inşa ediyor. Bize düşen, hikayenin kabuklarını soydukça karşılaştığımız şaşırtıcı resimler, birbiriyle ilintili fakat bağımsız... Yaratıcılık meselesi -önceki kuşaklarla, kitaplarla, metinlerle, seslerle beslenen yaratıcılık- tam da buraya oturuyor ve önceki ölümlerin küllerinden yükseliyor. /// Görsel, Luiselli'nin odak ülke Meksika'nın tanıttığı yazarların arasında yer aldığı Londra Kitap Fuarı billboard'larından, oynanmış elbette.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder