Geçen hafta bahsetmiştim; dünya bu aralar 50 Shades of Grey adlı kitabın rüzgarına kapılmış gitmekte; geçen haftaki yazımda yazarın Avustralyalı bir ev kadını olduğunu söylemiştim; burada hemen hatamı düzelteyim, yazar Avustralyalı değil, İngiliz bir ev kadını ancak kitabın popülerliğe erişmesini sağlayan Avustralya'daki bir e-kitap paylaşım sitesi. Yazıyı kaleme aldıktan sonra kitabı edinip okudum - hakkında ileri geri konuşunca okumam şart olmuştu çünkü, öte yandan, dünyada böylesine büyük bir popülerlik edinen bir eseri merak etmediğimi, kopan patırtının nereden kaynaklandığını anlamak istemediğimi iddia edemeyeceğim. Ne diyeyim; kitabın formulü şöyle, Alacakaranlık'ı al, vampirleri çıkart, esas oğlan vampir olmayınca öykü sıradanlaşıyor diye birkaç 'tehlikeli' 'iç gıcıklayıcı' unsur ekle ki vampirler olmadan da 'tehlikeli' diye nitelenecek bazı heyecan faktörleri olsun, sonrası zaten belli; masum kadın-çakal erkek ezberinden okunabilir... Kitabın neredeyse üçte biri, esas kız ile esas oğlanın anlamsız e-postalarından oluşuyor; kadın kahraman pek sık utanıp kızarmakla kalmıyor, yüzü "Komünist Manifesto'nun rengini alıyor." Edebi bir eser değil burada bahis konusu olan, ancak muadilleri arasında dahi sağlam durduğunu söylemek mümkün değil. Yazar E. L. James, 'insanları mutlu edecek hikayeler' yazmak dürtüsüyle bu seriye başladığını belirtiyor ve kitabın Alacakaranlık serisine olan hayranlığını temel aldığını yadsımıyor. Gelmiş geçmiş en viral kitap fenomenlerinden biri sayılacak 50 Shades of Grey'i ister okuyun ister okumayın, benzerleri ile karşı karşıya gelmeniz artık kaçınılmaz, fenomen almış başını gidiyor çünkü, manzara budur.
Yukarıdaki görselde Lead Pencil Studio'nun işlerinden biri yer alıyor: Olmayan Billboard. Billboard, 80'lerde TV izlemiş kuşakların aşina olduğu parazit görüntüsünü hayata geçirerek dimdik durmakta. İçeriği mi? Yok.
İyi günler dileklerimle.
Yüzü Komünist Manifesto'nun rengini almak?
YanıtlaSil