27 Nisan 2015 Pazartesi

Gri



Yazmayı öğrenir öğrenmez grafomaniye tutulmuş olmalıyım. Yazma bilmezken bile karalamalarla dolu defterlerim vardı benim. Fakat yaşantımı yazıya adamak istediğimi yirmili yaşlarımda farketmiş olmalıyım sanırım. O zamanlar İspanya'da yaşıyordum; İspanyol işadamlarına İngilizce dersleri vermek, barlarda çalışmak gibi, o yaşlarda insana kati hakikatlarmış gibi gelen klişeler mevcuttu hayatımda. Yine de yazıya asla kariyer olarak bakmadım. İspanyolcada kariyer sözcüğü -carrera- aynı zamanda yarış anlamına gelir - birilerinin kaybedip birilerinin kaybettiği spor müsabakalarında olduğu gibi. Bence edebiyat bu iki uç noktanın (kazanmanın ve kaybetmenin) arasında, gri bir bölgede yer alıyor; dolayısıyla yazmayı kariyerle ilişkilendirmek benim hoşuma gitmiyor. 

Bu, bir uğraş, bir yaşam biçimi.

(Alıntı, Valeria Luiselli'nin Bookweb söyleşisinden; yukarıdaki fotoğraf önceki hafta Londra Kitap Fuarı'nda, Luiselli'nin Pen söyleşisi sırasında çekildi. Valeria Luiselli fuarda Meksika'nın odak yazarlarından biri olarak yer alıyordu, bu vesileyle onu bizzat tanıma fırsatı bulduk. Ulusal Kitap Vakfı'nın '35 yaş altı 5 Yazar' seçkisi kapsamında takibe alınmasını önerdiği bu genç ve yetenekli yazarın Los Ingravidos adlı romanı, sonbaharda Seda Ersavcı'nın güzel çevirisiyle raflarda olacak. İngilizcede Faces in the Crowd adıyla yayımlanan kitap, geçen hafta, fuardan hemen sonra LA Times'ın En İyi İlk Roman ödülüne de layık görüldü, onu da belirtelim.)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder