3 Ekim 2013 Perşembe

Eski Alışkanlıklar


(...) Beni Burger King’in arkasında Ağız Dolusu Diş Teli Yüzünden Maymuna Dönmüş Oğlanın terli elini tutarken ya da Tutucu Ebeveyn Ted ile Sue’nun, Erişkinliğe Adım Atışını Erişkinlik Kabakulakmışçasına Engellemek İstediği Namuslu Kızın evinde gece yatısında ve Popüler Gençlerin ya da Moda Takipçilerinin arasında göremezdiniz.

Babamla görürdünüz beni. Boyunca kuş evi biçimli posta kutuları ve meşeler dizili alelade bir sokakta kiraladığımız iki oda bir salon evde olurduk. Üzeri talaşsı peynir rendesi ile kaplı yanık spagetti yer, kitap okur veya sınav kâğıtlarını notlar ya da Gizli Teşkilat  veya Bay Smith Washington’a Gidiyor  türü klasiklerden birini izlerdik ve sonra, bulaşıkları bitirdiğimde, (eğer Burbon Saati gelip çattıysa) yeterince yalvardığım takdirde babam Vito Corleone rolündeki Marlon Brando taklidini yapardı. Hatta kimi zaman iyice aşka gelir, Vito’nun yaşlı buldog ifadesini iyice yansıtabilmek için avurtlarının içine kâğıt peçete doldururdu.

(Babam bana hep Michael muamelesi yapardı):

İlk hamleyi Barzini yapacak. Tamamen güvendiğin biri aracılığıyla bir toplantı ayarlayacak, güvenliğini garanti edecektir. Ve o toplantıda öldürüleceksin… Eski alışkanlıklar bunlar. Hayatımın tamamını dikkatsiz davranmamak için çabalayarak geçirdim ben.

“Dikkatsiz” lafını pişmanlıkla söyler, yere bakardı.

Kadınlarla çocuklar dikkatsiz davranabilir ama erkekler… İyi dinle şimdi.

Kaşlarını kaldırır, gözlerini bana dikerdi.

Barzini toplantısını kim teklif ederse hain odur. Sakın unutma.

Sahnedeki tek repliğim bu noktadaydı.

Grazie, baba.

Babam kafasını sallar ve gözlerini kapardı.


Prego.


(Gündelik Felaket Teorileri, Marisha Pessl. Çeviren: Algan Sezgintüredi. Tüm zamanların en iyi filmlerinden Baba'ya (The Godfather) saygı duruşu eşliğinde... ) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder