25 Haziran 2015 Perşembe

İki!

...

Kerouac’ın donanma macerası, hayal kırıklığı ile başlar ve kısa sürer. O, donanma pilotu olmak için başvursa da uygulanan testleri geçemez; on günlük temel donanma eğitiminden sonra ise, akıl hastalığı şüphesiyle kendini askeri hastanede bulur. Eğitimin hemen öncesinde, Deniz Benim Kardeşim’in üzerinde hiç durmaksızın, günde on altı saate yakın çalıştığını, bitkin düşmüş olduğunu söyleyecektir akıl sağlığını denetleyen doktorlara... Aynı doktorlar, bu ilk romanın ilk okurları olurlar – geleceğin çığır açan yazarının ilk eserinin ilk okuyucuları, hatta ilk eleştirmenleri... Doktorlar, romandan da yola çıkarak Kerouac’ta bölünmüş kişilik emareleri bulunduğunu belirtecektir. Okuruyla buluşmak için neredeyse altmış yıl bekleyecek olan Deniz Benim Kardeşim, Kerouac’ın askeriyeden ihracı için delil sayılır. Disipline uymaması, kurallara aldırmaması, çevresinde kaygı uyandıracak denli derin biçimde düşüncelere dalıp gitmesi ve verilen emirleri yerine getirmemesi diğer gerekçelerdir.

...

Gerçek okuruyla ancak 2011 yılında buluşabilmiş olan bu metnin sunusunu, yazarının metne dair kendi sözleriyle bitirelim:

“Ve ben, gençlik yıllarım boyunca, bir ipin iki ucundan tutup bunları bir araya getirmeye, bağlamaya çabaladım... Çektim, durdum -bu iki dünyayı bir araya getireyim diye uğraştım, didindim- fakat asla başaramadım; Deniz Benim Kardeşim, bu dünyalara dair iki yeni sembol yarattığım ve bunları nihai olarak birbirine geçirdiğim romanımdır.”[i]


(Deniz Benim Kardeşim'in sunuş metninden... Gerisi için buraya. Yukarıda yirmi yaşındaki Jack Kerouac, donanmaya kaydolduğu fotoğrafıyla.)

[i] Alıntı, Miriam Kleiman’ın Kerouac’ın donanma kayıtları yardımıyla derlediği makalede yer almaktadır: “Hit the Road Jack,” Prologue; Vol.43, No.3.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder