10 Mart 2015 Salı

Kapış!

Geçen ayın en çok ses getiren haberlerinden biriydi, Harper Lee'nin yeni bir kitabının yayımlanacağı duyuruldu. Go Set a Watchman adlı kitabın Bülbülü Öldürmek'ten aşina olduğumuz karakterleri de içerdiği söylenince, bilhassa son bir yıldır sırtını 'yeniden keşfedilmiş' klasiklere dayamış olan Amerikan kitap piyasası olmak üzere dört bir yanda büyük bir tantana koptu. Go Set a Watchman'ın Bülbülü Öldürmek'ten önce kaleme alındığı ve esasen, Bülbülü Öldürmek'in ilk versiyonu olduğu açığa çıkınca dahi, heyecan dinmek bilmedi. Lee, okurunun özlediği bir yazardı, hala hayattaydı, ancak on yıllardır basının karşısına çıkmamış, yegane eseri Bülbülü Öldürmek'in ardından yeni bir kitap yazmamıştı - okur, heyecana kapılmakta haklıydı. Öte yandan yazarın, geçirdiği felcin ardından hemen hemen sağır ve kör olduğu belirtiliyordu ve çağın gerçeklerine aşina şüpheciler, bu eski metnin, neden tam da şimdi yayına hazırlandığını, yazarın neden bunca yıl boyunca sessiz kaldığını ve bu yaşında, elden ayaktan kesilmişken onu istismar eden birilerinin olup olmadığını bilmek istiyordu... Bunca özlem, soru işareti, bir de medyanın pek bayıldığı 'geri dönüş' temalı bir öykü söz konusuyken, haliyle kopan gürültü bir türlü dinmek bilmiyordu.

Lee'ye dair son gelişmeyi Guardian'da okudum: Lee'nin suskunluğunu bir türlü kabullenemeyen, Alabama kökenli acar bir gazeteci, yazarın kaldığı huzurevine bir mektup yollamış ve, "Seni istismar etmeye çalışan birilerinin olabileceğini düşünüyorum, kimse inanmak istemiyor buna, fakat ikinci romanın yayımlanacağı duyurusu Tonya Carter (Lee'nin avukatı) ve yayıncının ağzından duyuldu; seni sevenler haberi senin ağzından duymak istiyor, doğrudan, aracılar vasıtasıyla değil," benzeri ısrarlı taleplerini kağıda dökmüş... Harper Lee'nin yanıtı, mektubun üzerine bir satır ekleyerek gönderene iade etmekten ibaretmiş - mektubun bitiminde, siyah keçeli kalemle,

"Defol git!" yazmaktaymış.

Lee'nin yanıtı, elbette ki, 'Acaba notu o mu düştü,' yollu tartışmaların da önünü açtı ya, sanırım bu hikayenin en hazin yanı, yanıtı alan gazetecinin, mektubu çerçeveletip saklayacağını duyurmasıydı. Yıllardır basınla görüşmemiş olan yazardan yepyeni bir cümle - kapışılmaya, açık artırmaya çıkarılmaya, tüketime hazır nitelikte.

Bu ayki Istanbul Art News'a Harper Lee meselesinin ilk perdesini yazdım, detayları orada okuyabilirsiniz.

Görselde, blog yazarınızın pek sevgili nüshası, bugün cildi atmış, sayfaları sararmış vaziyette.

Zaman acımasız.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder