15 Aralık 2014 Pazartesi

Uzaylı


“Ölüm büyük bir şeydir... Görünüşe göre hiçbir şey değişmemiş, oysa her şey değişmiştir. Sayfalar aynıdır, ama kitap başkadır.”[i]

1998 senesinde, Marseille’de, sıradan bir günün şafağında dökülen bir balıkçı ağından sıra dışı bir nesne, üzerine bir New York adresi işlenmiş olan bir asker künyesi çıktı. Künye, Küçük Prens’in yaratıcısı Antoine de Saint-Exupéry’ye aitti ve bir yüzünde yazar ile eşinin (Consuelo) isimleriyle kitabın Amerikalı yayıncısının adresi yer alıyordu. Pilot olan Saint-Exupéry’nin, elli dört sene öncesinde, İkinci Dünya Savaşı sırasında, 31 Temmuz 1944 tarihinde, Alplerin üzerinde uçarken kayıplara karıştığına inanılıyordu ve denizden çıkan künye, bu gizemli kayboluş olayında yeni bir sayfa açtı. Künyeyi bulan 63 yaşındaki balıkçı Jean-Claude Bianco, büyük bir heyecan içindeydi: “Titanik’i yeni izlemiştim ve birkaç bardak pastis içtikten sonra bir film çekeceğimizi, paraya boğulacağımızı falan düşündüm.”[ii]

Kimi kahramanlar vardır, yazarın yaratısı olmaktan çıkar, okuruna ait, hatta okuruyla özdeşleşen bir kimliğe bürünür... Saint-Exupéry'nin, çektiği acıların altını çizerek arkadaşı Leon Werth'e adadığı Küçük Prens, hiç kuşkusuz onlardan biri. Ve yazıldığından bu yana kuşaklar boyunca okuruyla özdeşleşen bu kahramanın yeni yüzleriyle karşılaşmaya hazırlanın, zira telif haklarının serbest kalması dolayısıyla Küçük Prens, 2015 yılında dünyaya tam manasıyla 'geri' dönecek.

Okuru bir yana, Küçük Prens'in yazarıyla, Saint Exupéry ile de pek çok ortak noktası olduğunu söylemek gerek: Küçük Prens bu gezegenden nasıl sırra kadem bastıysa, yazarı da, İkinci Dünya Savaşı sırasında çıktığı uçuşta ortadan kaybolmuş, asker künyesi, ancak 1998 senesinde, uçağının kalıntıları olduğuna inanılan enkaz ise 2006'da bulunmuştur. Exupéry, sefere çıkmadan önce kaleme aldığı bir mektupta yanına bir boya kutusu aldığını söyler, olur ki Küçük Prens'le karşılaşırım diye de ekler... O seferden asla dönmeyecek, ölümü, Fransa hükümeti tarafından biçilen tarihe göre hesaplanacaktır. Gizemi daha da derinleştirecek şekilde, yıllar sonra ortaya çıkan 86 yaşında bir Alman savaş gazisi, Horst Rippert, 2006 yılında verdiği beyanatta Exupéry'yi kendisinin vurduğundan emin olduğunu söyleyecek ve yaşamı boyunca bu sırrı sakladığını belirtecektir. Bir diğer iddia ise, yazarın uçağının düşürülmediği, aksine Exupéry'nin kendi isteğiyle kayıplara karıştığı, meçhule gitmeyi seçtiği yönündedir.

Exupéry'nin gizemi aydınlanır mı bilinmez, ancak 2015 yılından itibaren yetmiş yıllık telif süresinin dolmasıyla telifsiz eser niteliği kazanacak olan Küçük Prens'in önümüzdeki senelerde gezegenin dört bir yanından bize göz kırpacağı kesin... Pixar, aynı adlı animasyonun tanıtım filmini yayımladı bile; Exupéry'nin temsilcisi, kahramanı yeni kuşak okurlara tanıtacak ve her biri bir başka gezegende geçecek bir çizgi dizinin yolda olduğunu, bir de bilgisayar oyununun hazırlandığını söylüyor. Gerisi, girişimcilerin ve bizlerin hayal gücüne kalmış halde, ama künyesini bulan balıkçının beyanatını göz önünde bulundurursak bu hazine (!) değerindeki eserin türlü varyasyonuna hazırlıklı olmamız gerek.

Pixar'ın tanıtım filmini izlerken ne kahramanların pixar pixar bakan gözlerinden ne de günümüze uyarlanmış hikayeden rahatsız oldum... Sanırım, bunca benimsediğim bir kahramanın 2015 reenkarnasyonuna dair en can sıkıcı bulduğum şey, kendisiyle kesinlikle bağdaştıramadığım sesi. Benim Küçük Prens'im bu sesle konuşmuyor, onu anladım - ama galiba, Küçük Prens artık herkesin, tüm muammalar bir yana yadsınamaz gerçek de bu işte. Bu vesileyle not düşeyim; Küçük Prens'i, henüz okuma yazma bilmediğim yıllarda, ilk olarak Ülkü Giray'ın sesinden, kasetten dinlemiştim. (Hayır, yüz yaşında değilim.)

Küçük Prens istilasından önce birkaç okuma önerisi:



Küçük Prens dışındaki Exupéry eserlerinin hemen hepsi tükenmiş halde; onlar için istikamet sahaflar. (Bağlantıdaki edisyonun imzalı olduğu iddia ediliyor; 1983 basımı bir kitapta yazar imzası nasıl yer alabilir, o da bir başka gizeme vesile olsun.) Bir başkası için buraya, çevirmenin imzasıyla.


(Üstteki fotoğrafta Saint Exupéry'nin asker künyesi, alttaki görselde ithaf yer alıyor - Leon Werth anısına. Cem Yayınevi/Arkadaş Kitaplar serisi; Tomris Uyar - Cemal Süreya çevirisi.)







[i] De Saint-Exupery, Antoine. Savaş Pilotu. Bütün Eserleri I. Çeviren: Bertan Onaran. İstanbul; Yazko, 1983.
[ii] Tagliabue, John. “On the Trail of a Missing Aviator: Saint-Exupery.” The New York Times 10 Nisan 2008.

İtalikle belirlenmiş satırlar, İstanbul Art News'un Temmuz sayısında yer alan yazımdan alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder