24 Aralık 2014 Çarşamba

İdeal

“İdeal okur kitaplarını asla saymaz.”[i]

Hatırlarsınız, Küçük Prens, uğradığı gezegenlerden birinde, yıldızları saymaya girişmiş bir adamla karşılaşır. Adam yaptığı işe öylesine dalmıştır ki, ancak Küçük Prens yıldız dedikten sonra saydığı şeylerin adını anımsar. Yıldızları sayan adam, onların sahibi olduğunu iddia etmektedir, çünkü söylediğine göre bunu yapmak, daha önce kimsenin aklına gelmemiştir.

Bugünün neredeyse on yıl öncesinde, Batı dünyası, Daniel Everett adlı bir antropoloğun sayesinde kendilerine Pirahã adını veren ve Amazon bölgesinde yaşayan halktan haberdar oldu. Everett, uzun yıllar Pirahãlar ile çalışmıştı ve makalesiyle linguistik alanındaki en dokunulmaz isimlerden birinin, Noam Chomsky’nin evrensel dilbilgisi teorisini sorguluyor, akademinin durgun sularını bulandırıyordu. Tartışmaların odağı haline gelen bu topluluk hakkında iddialar çeşitlense de veriler belliydi, örneğin sayıları topu topu yedi yüzü buluyordu, fakat işe bakın ki Pirahãlar, sayı saymayı bilmiyordu. Antropologlar, onları bir bir sayarak kayda geçirmeyi ihmal etmeyecekti.

Current Anthropology’de yayımlanan makaleyle başlayan, Everett’in kaleme aldığı Uyuma, Yılanlar Var: Amazon Ormanlarında Yaşam ve Lisan[ii] adlı anı kitabıyla alevlenerek New Yorker’dan Spiegel’e değin türlü basın organına yansıyan çeşitli iddialar, Pirahãları zaman kavramı, bilhassa geçmiş mefhumu olmayan, ‘az, çok ve daha fazla sayıda’ anlamına gelen üç sözcük dışında nicelik betimlemesi bulunmayan ve kendilerine öğretilen sayısal sistemleri anlamayan[iii] bir halk olarak ortaya koymaktaydı. Uygulanan deneylerde öğretilmesine (!) rağmen sayıları kavramayı başaramamış, nesneleri adetlerine göre gruplayamamışlardı ve evrensel olduğu düşünülen bu yetinin eksikliği, o güne kadarki çıkarımların yeniden değerlendirilmesini gerektiriyordu.

Yerlilerin kafatası ölçümlerinden bugüne antropoloji, epey mesafe kat etmişti aslında. Küresel bir köye dönüştüğü varsayılan dünyada yabancılarla temas etmemiş bir halkla karşılaşmanın ironisi bir yana, Batı yıllardan beri süregiden pratiğini yine devam ettiriyor, ötekinin imgesi vasıtasıyla kendini görmeye çabalıyordu. Şaşırtıcı değildi, zira neredeyse her on yılda bir[iv] ‘başkalarıyla’ temas etmemiş, kendi yalıtılmışlığı içinde yaşayan bir halk bulunur, soylu vahşi mitiyle evvelden beri beslenilirdi. Sayılardan yoksun ve bunlara ihtiyaç duymayan insanların varlığı, kültürlerinin tamamını sayısal sistemlerin üzerine inşa etmiş olanları haliyle şaşırtmıştı. Bir diğer ironi, doksanlarda şahlanan kişisel gelişim felsefelerinin vurguladığı ‘şimdi ve burada’ yaşam düsturunun Pirahãların konuştukları lisan ve geliştirdikleri kültürel sistem[v] bağlamında uygulanmasında yatıyordu. Batı kültürü, insanlara tavsiyeler, öneriler, kurallar, kanunlar ve yapılacak iş listeleri yardımıyla kişisel gelişim vaatleri savurur, yaşam rotasını çizer, bireyi şimdiki zamana yetişmeye güdümlerken Amazon’un derinliklerinde yaşayan bu topluluk, görünüşe bakılırsa halihazırda ânın ‘içindeydi’ ve kazanımlarını bir bir sıralama derdinden uzaktı. Son söz, halka değil, halkı mercek altına alanlara aitti, zira mercek onların elindeydi.


(Devamı, yarın... Istanbul Art News, Edebiyat'ın Aralık sayısında tamamını okumak mümkün.)


[i] Manguel, Alberto. “İdeal Okurun Tanımına İlişkin Notlar.” Okumalar Okuması. Çeviren: Sevin Okyay.
[ii] Orijinal adı Don’t Sleep, There Are Snakes: Life and Language in the Amazonian Jungle olan kitap, 2009 yılında İngiltere’de Blackwell’s’in Yılın En İyi Kitapları listesinde, ABD’de NPR’ın Yılın En İyi Kitapları listesinde yer almıştır.
[iii] Yapılan ‘deneyler’ Pirahãların kendilerine öğretilen sayıları kavrayamadığını ortaya koysa da, Everett da dahil olmak üzere kimi bilim insanları, bu durumun Pirahãların becerilerinin eksikliğinden değil, öğrenmeye karşı koymalarından kaynaklandığını iddia ediyor. Öte yandan Peter Gordon’ın başını çektiği diğer araştırmacılar, rafa kalkmış sayılan Sapir-Whorf hipotezine atıfta bulunarak dilde mevcut olmayanın bilişte mevcut olamayacağını savunuyor ve Gordon’ın Pirahãlara uyguladığı ‘deneyler’ de bu savı doğrular nitelikte.
[iv] Binlercesi arasından tek bir örnek için bkz. Yanomami halkı.
[v] İddialar, Pirahã halkının konuştuğu lisanın geçmiş zaman kipi barındırmadığı yönünde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder