11 Kasım 2014 Salı

Korku



İnsanlar, tarih boyunca, farklı bölgelerde farklı kültürel sistemler kurmuş, farklı inanışlar geliştirerek yaşam mücadelelerini sürdürmüştür. Yeni Gine'deki inanış ve kültürel pratiklerin İskandinavya'dakilerden farklı olması, bu yüzdendir; bir köyden bir başkasına gittiğinizde karşılaştığınız adetlerin değişmesi de elbette... Her topluluk, hayatta kalma savaşı verirken kendi yorumlama sistemlerini geliştirir, kendi manevi barikatlarını inşa eder. Her insan, her kültür bir diğerinden bunca farklıyken, büyük şehirlerdeki yaşam alanları ve tercihleri neden bunca birbirine benzer? Her insan bir diğerine bunca benzerken peki, yalnızlık niçin hüküm sürer?

Kimi korkular evrenseldir ve genlere işlemiştir. Biliminsanları halen tartışsa da, farklı kültürlerin birleştiği yegane nokta, ölüm korkusunun evrenselliğidir. Onca ritüel, mitoloji, inanış ve söylence, insanın faniliğine tahammül edebilmesini sağlamak üzere gelişmiştir. Bugün, kendi ömrümüzün günün birince tükeneceği gerçeğiyle yüzleşmemek için farklı şeylerin tüketimine ölümüne saplanmış halde olduğumuz bu dünyada, alışveriş merkezleri en büyük unutuş mabedleridir. Televizyon ekranlarının karşısında beyin uyuşturmak, en çok tercih edilen eğlencelerdendir. Örnekler çeşitlendirilebilir.

Colson Whitehead, Bölge Bir'de, New York'ta başlayıp New York'ta biten bir tükeniş öyküsü anlatıyor. Yaşayan ölülere ve ölmeden yaşamaya çabalayanlara dair, tüm inançların boşa çıktığı, tüm tesellilerin bir kenara atıldığı, uygarlık yalanının pullarının döküldüğü bir düzlemde... Öyle bir düzlem ki o, insanlığı en çaresiz, en savunmasız olduğu noktada, ölüm korkusundan başka bir şeye sahip olamayacağı bir yerde betimliyor.

Barikatlar, eninde sonunda çökeceğine göre, korkularla yüzleşmenin zamanı gelmiş demektir.

Bölge Bir. Şimdi tüm kitapçılarda.

(Görselde Chrysler binasının 'koruyucalarından' biri, yaratanlarıyla birlikte yer alıyor.)

1 yorum:

  1. ne zamandır yoktum. bir geri döneyim dedim blog camiasına.
    kapak tasarımı yine enfes. yazarla tanışıklığımız yok ama.
    fırsat bulunca istifleyim, yine fırsat bulunca okumak lazım.
    elinize sağlık, selamlar..

    YanıtlaSil