24 Ekim 2009 Cumartesi

Etgar Keret ve yenilmişlik...

Gazze Blues'un yazarları Etgar Keret ve Samir El Youssef söyleşileri çok yakında...

Keret'in The Believer söyleşisinden tadımlık bir bölüm:

The Believer: Bir süre önce Guardian’da İsrail’de dört ay yaşamış olan Linda Grant tarafından yazılmış bir makale okudum, bizim CNN’de gördüğümüz İsrail’den çok farklı bir portre çiziyor. Klostrofobiden, hezimet duygusundan ve güçsüzlükten söz ediyor. İntifada, yolsuzluk skandalları ve toplumda görülen bölünmeden ötürü Siyonist düşe olan inancın yitirildiğinden. Senin öykülerini okumaya döndüğümde, benzer bir şey hissettim.

Etgar Keret: İnsanın hayata dair tek otantik duygusu yenilmişlik duygusudur bence. Kaybedeceğimizi bile bile oynadığımız bir oyun hayat. Öleceğiz. Uygarlığımız son bulacak. Toplumumuz inişte, fakat bu konuda çok da üzülmenin manası yok, Roma inişe geçti ve çöktü, ondan önce Asur uygarlığı inişe geçti ve çöktü, yok oldular, biz de bir gün yok olacağız. Olup biteni gerçekten kavrayabilirsen hezimet duygusu yaşaman kaçınılmazdır. Ama bu hayatını sevemeyeceğin ya da geliştiremeyeceğin anlamına gelmez.

Bu bağlamda, benim için İsrail’i, bölgeyi sevmemekle, genel olarak insan tabiatını sevmemek arasındaki farkı görmek zor, çünkü İsrailli siyasetçilerin ve pek çok siyasi sistemin retoriği şu: ‘Hayat güzel, her şey harikulade, fakat şu adamlar göt!’ Bugün İsrail’de yaşanan sorunların çoğu bölgeden kaynaklanan bize özgü sorunlar değil, her yerde yaşanan fakat İsrail’de aşırı boyutlara varan insani sorunlar. Yabancı düşmanlığı ve aşırı şiddete başvurmak – Orta Doğu’da icat edilmedi bunlar.

Fakat bana Siyonist ideolojiyle hayal kırıklığına uğrayıp uğramadığımı sorarsan, ben zaten Siyonizm’le hayal kırıklığına uğramış olarak doğdum. Annemle babam Siyonizm’le hayal kırıklığına uğramış olabilir, ama ben Siyonizm fikrini hiçbir zaman benimsemedim. Bana yolsuzluklarla hayal kırıklığına uğrayıp uğramadığımı sorarsan, yolsuzluklar beni fazla şaşırtmıyor derim. Durumu kabullenip kabullenmediğimi sorarsan, kabullenmiyorum. Sonunda iyi olup olmayacağını sorarsan, sana sonunda kötü olacağını söylerim. Bir çelişki yok bunda. İletmeye çalıştığım bir mesaj varsa o da, bununla baş etmenin tek yolunun esnek olmaktan, aşırı ve sert bir gerçeklikte yaşamaya devam ederken, hiçbir grubu dışlamamaktan geçtiğidir.

(Çeviren: Avi Pardo)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder