Etgar Keret ve Samir El Youssef'tan savaşı, iç sıkıntısını, ümitsizliği anlatan ve karanlık bir bölgenin kayıp hayatlarına ses veren, sancılı ve sarsıcı bir çalışma: Gazze Blues.
“Evet, diye geçirdim içimden, evlenmeliyiz, Dalal ve ben. Evleneceğiz ve on çocuk yapacağız, sonra çocuklarımız ölecek ve devasa posterleri Kamp’ın duvarlarına yapıştırılacak, altına da ‘Siyonist Düşmanla Savaşırken Şehit Düştüler’ yazılacak. Ve Dalal ile ben şehit olmuş on çocuğun gururlu ebeveyni olacağız. Ondan sonra İsrail Lübnan’ı bir kez daha işgal edip Kamp’ı yerle bir edecek, böylece hepimiz ölecek ve bu boktan hayattan kurtulacağız.” – Samir El Youssef (Canavarın Susadığı Gün – Gazze Blues)
“İsrail’de bir kafeye gittiğimde pencere yanına oturmam, çünkü bir bomba patlarsa cam parçalarının yüzümü keseceğini biliyorum. Kendime, “Hayatım neden böyle? Adelaide ve Melbourne’da insanlar ölüm korkusu hissetmeden bir kafeye girip oturabiliyorlar,” demiyorum. Hayat böyle, diyorum, bu yüzden de oturacağım masayı seçiyorum. Öykü de (Tuvia’nın Vuruluşu – Gazze Blues) buna, olanları olduğu gibi kabul edip değiştirmek için bir şey yapmamaya dair.” – Etgar Keret
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder