25 Aralık 2007 Salı

Anıkolik

Pagan Kennedy Amerika’da fanzini Pagan’s Head’le tanınan, yazıları Village Voice, Boston Globe, New York Times gibi dergilerde yayınlanan muhalif duruşlu bir yazar.

1995’te yazdığı Spinsters isimli romanı Orange Prize’a aday gösterildi. 1998’de yayınlananThe Exes isimli romanının ardından 2006 yılında Confessions of a Memory Eater – Anıkolik geldi.

Anıkolik zamana, belleğe ve hayatın kendisine dair bir roman. Ana karakter Win Duncan sabahları yatağından güçlükle doğrulan, hayatın kendisini getirdiği noktadan, işinden, evliliğinden ve dönüştüğü kişiden dolayı büyük bir memnuniyetsizlik ve artık pek de net hatırlayamadığı geçmişine yönelik derin bir özlem içinde yaşamına devam eden bir adam. Kişiyi geçmişindeki güzel anılara taşıyan ve bunları birebir (!) yaşatan bir ilaç olan Mem’in peşine düşerek, sürükleyici ve dokunaklı bir maceraya atılıyor. Kitap ilk bakışta fantastik görünse de barındırdığı fantastik öğeyi, zaman içinde geri dönüşler yaşatan bir ilaç olan Mem’i, Win Duncan’ın sancılı yaşantısını katlanılabilir kılan gündelik bir etmen olarak sunuyor. Bu bakışla Win Duncan ile Mem arasındaki ilişki bağımlıyla afyon arasındaki hatta bir kalp hastasının her gün aldığı ilacı arasındaki ilişkiyle paralel: İlaç kullanıcının hayatına devam edebilmesi için zaruri hâle geliyor. Anıkolik, pek çok şeyin yanı sıra sanırım en çok Win Duncan’ın tıkanışı, hayatında ileriye gidememesi hakkında. Mem bu noktada olsa olsa bir yanılsama; şimdinin acımasızlığından, zamanın çarklarından insanı sakınacak bir ilaç elbette ki yok…

Pagan Kennedy kitabı yazarken Alzheimer hastalığına karşı geliştirilen bazı hafıza stimülatörlerinden etkilendiğini söylüyor. Memory Pharmaceuticals isimli bir ilaç firmasının unutuşun sis bulutunu dağıtan Mem 3454 adında ve henüz deney aşamasında olduğu bir ilaç dahi mevcut. Tabii ilaç firmasının tasarısı, Pagan Kennedy’nin Mem’i gibi geçmişte geri dönüşler yaşatmaktan ziyade hafızayı güçlendirmeye yönelik. Pagan Kennedy de kendi geçmişini 30’unu geçtikten sonra giderek daha az hatırlar olduğundan bahsediyor ve deney aşamasındaki bu ilaçlarla ilgili okuduğu haberlerden esinlenerek Win Duncan’ın hikâyesini kurduğunu belirtiyor.

Anıkolik kolay okunan ama ardında pek çok soru işareti bırakan bir kitap. İçinde yaşadığımız karanlık çağda çizgisel akmamakta ısrarlı, bölünmüş zamanın kendisine, geçmişin kurgulanmasına, bireyin varoluş sorununa dair…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder