12 Mayıs 2014 Pazartesi

N-n-n



Geçen hafta bir süreliğine bir kafa molası verdi blog, bugün kaldığımız yerden devam diyeceğim ama nerede kaldığımızdan emin olamıyorum... Artık bahar havası mı, insan zehirlenmesi mi, metal yorgunluğu mu bilinmez; insanın kafasının gidip yerine bir arı kovanının oturduğu bir an geliyor ve işte o an, kişinin biraz sessiz kalması gerekiyor.

Kimi zaman tüm kargaşayı ortadan kaldırmak için bir tek virgül yetse bile, eğer üç nokta dolaylarında takılıp kalmışsanız yazmaktansa okumak, konuşmaktansa susmak daha iyi.

Her neyse, bir haftalık sessizliği notlarla bozalım en iyisi - öyle yapalım da noktalama işaretleri üzerinden ruh-hali-dışavurumu denizlerine dalmayalım.

Zaman Kitap, Yüzüncü Sayı. Amos Oz'dan Etgar Keret'e, Orhan Pamuk'tan Birhan Keskin'e... Şiddetle tavsiye ediyorum.

Barbie'nin sanatla imtihanı. Faydalı bir çalışma.

Pera Müzesi'nde Andy Warhol.

Bu kitap kolerayla savaşıyor! 

Edebiyat ve sanat odaklı gündeme meydan okuyan bir çalışma: Dünyanın En İyi Elli Restoranı'ndan biri olan De Librije'nin kılçık sunumu. Yorgun zihinlere tokat niteliğinde.

Hazır çizgiden ayrılmışken: R2D2 mutfakta.

Arctic Monkeys, Tame Impala söylüyor: Feels Like We Only Go Backwards. 56. saniyeden sonra. Aşağıda.

İyi haftalar dilerim.














1 Mayıs 2014 Perşembe

Duvar



(Başarı meselesi ayrıca tartışılacak bir kavram ama sokaklar bizim, o ayrı.)

30 Nisan 2014 Çarşamba

Kaos


Bir kez ruhunu teslim ettin mi her şey mutlak bir kesinlikle gelişir, kaosun ortasında bile. Başlangıçtan itibaren her şey kaostan ibaretti; beni saran, içinde solungaçlarımla nefes aldığım bir sıvı. Ayın hiç batmaksızın donuk donuk parladığı alt katmanda her şey pürüzsüz ve verimliydi; yukarıdaysa gürültü ve ahenksizlik hâkimdi. Her şeyde hemen karşıtını görüyordum, çelişkiyi; gerçekle gerçekdışının arasında da ironiyi, paradoksu. Kendi kendimin baş düşmanıydım. Yapmak istediğim, ama yapmasam olmaz dediğim hiçbir şey yoktu. Çocukken bile, hiçbir eksiğim olmamasına rağmen ölmek isterdim: Vazgeçmek isterdim çünkü çabalamak bana bir şey ifade etmezdi. Talep etmediğim bir yaşamı sürdürmekle hiçbir şeyin kanıtlanmayacağını, doğrulanmayacağını, artmayacağını ya da eksilmeyeceğini hissediyordum. Etrafımdaki herkes ya başarısızdı ya da gülünç. 

Özellikle de başarılı olanlar.

(Henry Miller, Oğlak Dönencesi. Çeviren: Avi Pardo. Oğlak Dönencesi, çok yakında, raflarda. Görselde Miller, bisikletinin üzerinde.)

29 Nisan 2014 Salı

Manzara


Kilometreler boyunca çıt çıkarmadan ilerledik. Yol bomboştu. Yer beyaz, ağaçlar alçaktı. Estonya, Nebraska’ya benzeyebilirdi, Nebraska da Kansas’a benzeyebilirdi. Kansas, Fas’a. Fas, Arles’a. Falan filan. Küçükken bütün ülkelerin tamamen farklı göründüğünü, farklı görünmek zorunda olduğunu sanırdım - Kongo bütünüyle ormanlıktı, vahşi, nemli ve yeşil; Almanya bütünüyle kara orman, Rusya beyazdı, her yanı Sibirya. Ama her ülke diğerlerine az çok benziyordu ve nihayet her manzaranın ABD’de de olduğunu fark ediyordum şimdi.


İşin eğlencesini kaçırıyordu bu biraz.

(Dave Eggers, Hızımızı Tadacaksınız. Çeviren: Garo Kargıcı. Görsel, Marc Quinn'in Aklın Uykusu sergisinden.)

28 Nisan 2014 Pazartesi

N-n-n

Cumadan kalanlarla pazartesiye giriş; notlar:

Edebiyatta yeri olan mekanlar listesi. Üzerine Kafka'nın doğduğu evde yemek için bu bağlantıyı, Pessoa'nın gölgesinde kahve içmek için bu bağlantıyı, Murakami'nin caz barı için (artık kapalıymış) bu bağlantıyı verelim. Toulouse-Lautrec'in ailesiyle yaşadığı evden karelerle de nokta koyalım.

Sartre'ın çizimleri.

Sanatçı Cory Arcangel, bizim de daha önce paylaştığımız bir videoda Amiga ile resim yapan Andy Warhol'u izledikten sonra gerçekleştirdiği dedektiflik süreci sonucunda, otuz yıllık disketleri tarayarak Warhol'un bilgisayarda yaptığı işleri açığa çıkarmış. Harika bir hikaye, harika bir iş.

İnfografik: Kimin rafında kimler var? Üzerine, ABD'nin eyaletlerine göre kitap haritası.

Grafik tasarımda bir efsane: Saul Bass.

Yerinde görülmesi gerektiği söylenen sokak sanatı eserleri. Üzerine, Berlin sokak sanatı haritası.

Olağan yasaklılar: ekmek, kitap, Gezi Parkı. Soru: Mutlu muyuz?

Henüz içselleştirmeyi başaramamış olsam da bahar geldi, farkına varmışsınızdır. Bahar şerefine gelsin: Karıncalar sarıyor dört bir yanı.

Aman diyorum.

İyi haftalar.

24 Nisan 2014 Perşembe

Devam


Lukacz düşünden muazzam bir baş ağrısıyla uyandı. Vücudundaki yaralar korkunç sızlıyor, bazılarından irin akıyordu. Uykusunda onları kaşımış olmalıydı. Kafesinden çıktı, kapıyı arkasından kapattı ve doğru 3 numaralı deney laboratuvarına yollandı (deri kanseri araştırma laboratuvarı.) Gurur duyuyordu orada çalışmaktan. Diğer hayvanların çoğu basit deneylerde (2 numaralı kozmetik laboratuvarı ya da 4 numaralı göz tembelliği laboratuvarı gibi) çalışırken o gerçekten önemli bir deneyin bir parçasıydı. 09.00 iğnesi için laboratuara tam zamanında vardı. İğneyi İrena yapardı. “O yaraları kaşımaktan vazgeç, Lukacz,” dedi İrena. “Durumunu daha da güçleştiriyorsun.” Lukacz yaraları kaşımayı bıraktı. İrena en sevdiği laboratuvar asistanıydı. “Söyler misin,” dedi Lukacz, iğneyi yapmakta olan İrena’ya, “kanser ilacını bulduktan ve deney sonlandırıldıktan sonra bana küçük bir tatil vermeyi kabul ederler mi sence? Ormanı nasıl özledim anlatamam.” İrena iğneyi kolundan çekti. Kadının üzgün göründüğünü fark etti. “Kaygılanma, İrena,” dedi onu neşelendirmeye çalışarak. “Çok uzun kalmam, beni biliyorsun, işime bağlıyımdır, bir ay bile geçmeden duvarlara tırmanmaya başlarım. Döner dönmez Alzheimer deneyine gönüllü olacağım, böylece birlikte çalışmaya devam edebileceğiz.” 

İrena ona sarıldı ve ağlamaya başladı. 

(Maymun Amca, Etgar Keret. Çeviren: Avi Pardo; Buzdolabının Üstündeki Kız'da yer alıyor. Görselde Noaz'a ait bir iş: Düşünen Maymun, Zaragoza'da bir duvarın üzerinde.)

23 Nisan 2014 Çarşamba

İçin


(Asmalımescit'te bir duvar; en geniş cümlemiz böyle olsun demekten ötesi düşmez bize. #şiirsokakta) 

22 Nisan 2014 Salı

Duvar






Görsellerde Viyana'dan Köln'e, Belçika'dan Meksika'ya uzanan ROA işleri yer alıyor; insan ve hayvanın ilişkisini daha evvel epey irdelemişiz, Kaplanın Karısı'ndan Hayvan Yemek'e varana değin, bu hususta epey konuşmuşuz - bahse bir kitap önerisi ekleyelim bugün: Hugo Loetscher'den Uzay Kapsülündeki Maymun