26 Haziran 2014 Perşembe

Giz



Yeryüzü, ömrümüz üstüne biz insanlara bütün kitaplardan daha fazlasını öğretiyor. Neden mi? Bize gizlerini kolay kolay vermiyor da ondan.

(Antoine de Saint Exupery, İnsanların Dünyası. Çeviren: Vedat Günyol; Say. Görselde, Köln Katedrali'nin önünde, yerde sergilenmiş bir slogan: "Burası tarihi önem taşıyan bir yer olabilir." Sanatçı: Braco Dmitrijevic.)

25 Haziran 2014 Çarşamba

Çarpık



İnsanların, konuşur ya da yazarken, düşünmeyi bir yana bırakıp birtakım tümdengelimlere giriştiklerini fark ettim. Sözcükleri, bir ucundan doğrunun çıkacağı hesap makinesi gibi kullanıyorlar. Budalalık bu. İnsan akıl yürütmeyi değil, yürütmemeyi öğrenmeli. Bir şeyi anlamak için bir alay sözcükten geçmek gereksiz, o zaman her şey çarpılıyor: insan, sözcüklere bağlanıp kalıyor. 

(A. De Saint-Exupery, Bütün Eserleri I. Çeviren: Bertan Onaran, Yazko, 1983. Görselde F. Gehry ve V. Milunic'e ait bir eser: Dans Eden Yapı, Prag.)

20 Haziran 2014 Cuma

N






Sevgili blog okuru, tatildeyim...

Dolayısıyla, haftaya her zamankinden daha zengin notlarla burada olacağımı umuyorum.

İyi tatiller!

13 Haziran 2014 Cuma

N-n-n

IMPAC Dublin, Vasquez'in: Düşen Şeylerin Gürültüsü.

'Ekmek yoksa futbol topu yesinler!' - Brezilya'nın çilesi. Graffiti demişken: Brezilya milli takımının uçağı ve Os Gemeos'un marifetleri.

Diren Çizgi Roman!

Radikal, kâğıda veda ediyor.

Robinson, Salt'a taşınıyor ve 15 Haziran Pazar günü, tüm kitapseverleri yardıma çağırıyor.

Yeni kitap: Kalanlar, Tom Perrotta. Çeviren: Berrak Göçer. Perrotta'nın romanı, ay sonunda Lost'un yaratıcılarının yapımıyla HBO'da olacak. Trailer aşağıda.

İyi tatiller.




6 Haziran 2014 Cuma

N-n-n

Notlar:

Van Gogh'un kulağı - ressamın erkek kardeşinin torununun torununun verdiği hücreler yardımıyla yeniden yaratılmış. Replika elbette... Bir kulağın başına daha neler gelebilir? Teğetsel bir bakınız verelim bu noktada: David Lynch, Blue Velvet.

"Kitabın sayfalarından birini öylesine yırtıp uçak yapma fikri sizi dehşete düşürüyorsa," tebrikler, kitap kurduymuşsunuz. Madde 8'e dikkat, kitaplardaki indirim yüzünden bir kütüphaneciyle beraber olmaktan bahsediliyor, ancak sanırım kast edilenin ne olduğunu kimse bilmiyor.

"Lütfen şiirlerimi geri ver."

İllüstrasyonlarıyla kitaplara can veren on sanatçı. 

Banksy, legoya dökülürse... Nathan Sawaya'nın eserlerini daha evvel paylaştığımı sanıyorum, lego ile çalışan diğer sanatçılar için, bkz. burası.

Bedelini öderseniz George R. R. Martin sizi de bir kitap kahramanı haline getirip öldürebilir: Her şey kurtlar için.

CIA gururla sunar: Hayvan Çiftliği, George Orwell.

Bunu yapmak istemezdim ama bu acıyı paylaşmazsam olmayacak: Steven Tyler ve baklava. Bütün hafta sonunu bu görüntüyü unutmaya çalışarak geçirirseniz yalnız olmadığınızı anımsayın.

Notları 'yaşayan sanatçı' Tilda Swinton ile kapatalım - iyi tatiller.


5 Haziran 2014 Perşembe

Okul



Okula gitmeye başladığımız günden itibaren hiçbir şey öğrenmedik; aksine, köreltildik ve sözcüklerden, soyutlamalardan oluşan bir sise gömüldük.

(Henry Miller, Oğlak Dönencesi. Çeviren: Avi Pardo. Yukarıdaki görselde Anish Kapoor'a ait Fil, aşağıda Arkeoloji ve Biyoloji adlı iş ve kimliği belirsiz küçük bir müze ziyaretçisi yer alıyor.)


4 Haziran 2014 Çarşamba

Tabu



S: Sanırım bu noktada pornografi ve müstehcenlik meselesine girmemiz gerek. Umarım mazur görürsünüz. Ne de olsa bu konunun erbabı sayılırsınız. "Müstehcenlikten yanayım, pornografiye karşıyım," dememiş miydiniz?

Miller: Oldukça basit aslında. Müstehcen olan doğrudandır; pornografi mevzunun etrafında dolanır. Ben gerçekleri söylemek gerektiğine inanırım, olduğu gibi, sarsıcı olacaksa olsun, yeter ki gizlenmesin. Başka bir deyişle müstehcenlik arındırıcı bir süreçtir, oysa pornografi karanlığı derinleştirir.

S: Ne açıdan arındırıcı?

Miller: Ne zaman bir tabu yıkılsa iyi bir şey olur, insanın canına can katan bir şey.

(Henry Miller, Paris Review söyleşisi, 1961. Görselde, tabulara karşı duran bir başka sanatçıya, Nobuyoshi Araki'ye ait bir kare.)


3 Haziran 2014 Salı

Sözcük



Neden korkuyoruz bu kadar, korkacak ne var? Sözcükler, sözcükler - sözcüklerin nesi korkutucu? Ya da fikirlerin? Tiksinti verdiklerini varsaysak bile, bizler bu kadar korkak mıyız? Her türlü şeyle yüzleşmedik mi şimdiye değin; savaş, hastalık, salgın ya da kıtlık vasıtasıyla yok olmanın eşiğine gelmedik mi defalarca? Müstehcenliğin abartılı kullanımı ile ilgili bizi tehdit eden ne olabilir? Tehlikesi nedir?


(Henry Miller, müstehcenlik hakkındaki görüşlerini paylaşıyor. Kaynak: Paris Review söyleşisi, 1961. Görselde, Miller'ın kadim dostu Brassai'nin objektifinden bir kare.)