9 Nisan 2015 Perşembe

Gündüz - Gece



Geçen yaz Paul, işten sonra yine yalınayak ve belden yukarısı çıplak halde, ödünç bir pantolonla binmek zorunda kalmıştı motosikletine. Üstünde neyi var neyi yoksa o duştayken ortadan kaybolmuştu - gömlek, pantolon, külot, çoraplar, sandaletler. Soyunma odası ilkbahardan bu yana izlendiği halde, bu, Paul’un bu yaz duştan sonra dördüncü kez anadan doğma kalışıydı. Fabrikada
hırsızlık kötü bir şey olarak görülmüyordu. Fabrika halkın malı olduğu ve insanlar da halkı oluşturduğu için halka ait olan demir, teneke, tahta, vidalar ve tel gibi şeyler oradan alınıyordu.

Sonra:

Gündüz alınır, gece çalınır, deniyordu.

(Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım, Herta Müller. Çeviri: Mustafa Tüzel; görseller: Karl Blossfeldt.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder