4 Ağustos 2016 Perşembe

Parçalı - Son

VII

“Artık (her açıdan) başka şeylere geçmenin zamanı geldi.”[1]

Eleştirmenler uzlaşamamış olabilir ama A Little Life’ın okur nezdinde başarılı olduğunu ve büyük ses getirdiğini yadsımak mümkün değil; acının, kederin ve çilenin tüketicisi halen çok dünyada. Hanya Yanagihara, çağın gereklerince, belki de ardı arkası kesilmeyen eleştirilerle baş etmek üzere kaleme aldığı bir yazıda kitabı okumamış olanlara pek çok şeyi ele verecek, okumuşlara ise pek bir şey ifade etmeyecek biçimde hikayenin zihninde gelişme sürecini anlatmış[2] – görsellerden, zihninde imgeler tetikleyen sanat eserlerinden, hatta degrade kumaşlardan ve Prada’nın 2007 Sonbahar/Kış koleksiyonundan bahsederek... New York şehrinin en gözde mekanlarındaki parlak ışıkların altında başlayıp izbe motellerin çaresizlik kokan loş odalarına uzanan, ardından bodrum katlarının ve tarifsiz acılar çeken bir kahramanın kendi karanlığına gömülen bu romana sahip çıkmanın, onu onatmanın bir yolu bu belki de: Kurmacaya iliştirilen gerçeklerle kurmaca gerçekliğinin inşası.

Gözyaşları gerçek olduktan sonra gerisi hikaye.





[1] Calvino, Italo. Kesişen Yazgılar Şatosu. (Çeviren: Semin Sayıt.)
[2] Yanagihara, Hanya. “How I Wrote My Novel: Hanya Yanagihara’s A Little Life.” The Vulture, 28 Nisan, 2015.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder