Bazı kitaplar,
onları kuşatan tartışmalar ile hatırlanır. Yengeç Dönencesi de, ne yazık ki, yasaklarla
anılan kitaplardan biri. Bu konuda ancak şöyle bir tesellimiz olabilir: hakkında
açılan davalar ve maruz kaldığı yasaklar bu güçlü metni gölgede bırakmayı
başaramamıştır.
On yıla yakın
süre yaşadığı Paris’e cebinde on dolar ile gelmiştir Henry Miller... Otobiyografik
özellikleri ağır basan romanı Yengeç
Dönencesi, yaşam adı da verilen kaosa dair yazılmış en güçlü metinlerden
biridir. Henry Miller’ın Paris’i açlık,
umutsuzluk ve iç sıkıntısıyla yoğrulur. Bu güçlü metin, edebiyatı yok edip onu
ait olduğu kaynağa, hayata iade etmek isteyen yazarının ‘çağı tüketme’
iddiasını olduğu gibi ortaya koyar; dünya sancısıyla doğmuş, karın gurultuları
eşliğinde kağıda dökülmüştür. Yengeç Dönencesi, zamanın
kanser gibi yiyip bitirdiği bir aleme karşı tutturulmuş bir şarkı
niteliğindedir.
İnsan olmanın
sefaleti son derece dürüst, can yakıcı ve sarsıcı biçimde belgelenmiştir Yengeç Dönencesi’nde. Belki de, dünyanın
felaketleri karşısında kahkahalarla gülen yazarın tuttuğu aynadan yansıyanların
böylesine ‘sakıncalı’ bulunması, bu yüzdendir.
Fransa’da
yayımlandıktan kısa süre sonra ABD topraklarına sokulması yasaklanan ve neredeyse otuz
yıl boyunca yasaklı kalan bu metin, bugün çağdaş edebiyatın değerli ve
benzersiz klasiklerinden biri. Anais Nin, Amerikan edisyonu için yazdığı
önsözde zamanımızın çorak topraklarının derinlerine inerek kazdığı
çukurlarda yeraltı baharlarının peşinde olduğunu söylüyor Miller’ın. Hayatta kalmanın,
yaşama rağmen yaşamanın belgesidir Yengeç
Dönencesi; işte tam da bu yüzden, karşılaştığı engellerin hiçbiri Miller’ın
şarkısının duyulmasını, yeraltı baharlarının izlerinin sürülmesini
engelleyememiştir.
Yaşam kavgasının tüm haz ve hüzünlerini yansıtan bu çağdaş klasiği sunarken
kitapların yasaklanmadığı bir dünya düşlemekte ısrar ediyoruz.
(Sunuş, Yengeç Dönencesi, Henry Miller. Fotoğrafta Paris, Sanatçı: Ilse Bing.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder