"Şeylerden ziyade hikâyelerden oluşan bir dünyada yaşıyoruz."*
Madem hikâye dedik, o zaman söze gerçek bir hikâye ile başlayalım: Valeria Luiselli, 2015 yılında Dişlerimin Hikâyesi ile Amerikan Ulusal Kitap Eleştirmenleri Cemiyeti Ödülü'ne aday gösterildi. O zaman henüz 32 yaşında olan Luiselli, Roberto Bolano ve W. G. Sebald'dan sonra çeviri bir metinle bu onura layık görülen üçüncü yazar. (İşte size gerçek bir hikâye.)
Sözü Luiselli'ye bırakalım:
Maurizio Cattelan imzalı içi doldurulmuş köpeği satın almak için, bir fabrika işçisinin ne kadar mesai yapması gerekir? (Bu kitabı yazarken) ana fikir şuydu; yazarların, felsefecilerin ("değer" taşıyan figürlerin) isimlerini alacak, onları anlatıya dahil ederek birer nesne gibi kullanacaktım. Edebiyat kanonundan çekip aldığım bu isimleri fabrikaya atacaktım yani. Bir sanat eserini alıp bağlamından nasıl koparırsanız, aynen öyle.
Fabrikanın Walter Benjamin'le ne alakası var diyorsanız, Proust'un ya da Virginia Woolf'un Meksiko'da bir kasabada düzenlenen mezatta ne işi olabilir diye düşünüyorsanız o zaman Dişlerimin Hikâyesi'nin icatlarına şaşabilirsiniz.
Hikâyeniz bol, bağlamlarınız uygun olsun.
(Girişteki alıntı Jonathan Safran Foer'in How Not To Be Alone başlıklı konuşma metninden. Görselde Maurizio Cattelan'a ait bir iş - isimsiz ya da diğer adıyla Picasso.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder