Vallahi ben de şaşkınım ama gelsin bakalım: N-n-n!
Yeni film: Woody Allen'dan Wonderwheel; Kate Winslet, Justin Timberlake, vs. Beş kitap; Woody Allen öneriyor. Film Top 10: Woody Allen. Ölmeden Önce Okumanız Gereken Bir Oyun: 'Ölüm.' Woody Allen'ın Bergman'ın ardından yazdığı veda metni.
Yeni kitap: Colson Whitehead; Yeraltı Demiryolu. Oscar'lı Barry Jenkins, Yeraltı Demiryolu'nu sinemaya uyarlıyor; şimdiden söyleyelim. Colson Whitehead'in kıymeti pek de bilinmemiş özgün romanı Bölge Bir için sizi önce buraya, yazarın Yeraltı Demiryolu'nu yazarken sık sık dinlediğini söylediği Sonic Youth'un kült albümü Daydream Nation için sonra buraya alalım. Bizim bu kitabın hazırlık aşamasında dinlediklerimiz için ise Spotify listemize buyrun.
Dün yine bir edebiyatçıya verilmesiyle gönüllere su serpen Nobel Edebiyat Ödülü'nün ardından bir yıl geriye gidelim ve kimlerimizin ruh haline tercüman olan Irvine Welsh'in zehir zemberek Bob Dylan twit'ini not düşelim: "Ben Bir Dylan hayranıyım ama bu, abuk sabuk konuşan bunamış hippilerin leş kokan prostatlarından çıkma kötü kotarılmış bir nostalji ödülü." Akademi'nin amacı neydi bilemiyorum ve Welsh'ten başkasının böyle bir lisanın altından kalkabileceğini sanmıyorum ama Bob Dylan'ın ödülü sahiplenme konusundaki isteksizliğinin de yabana atılmaması gerektiğini düşünüyorum - bir de şöyle bir soru var tabii: Kim tutup da Nobel'e edebiyat bahsi oynar, bu edebiyat düşkünü bahisçiler kimdir, nedir? Neyse, bu bir yana, bu bahsi en sevdiğim Nobel konuşmalarından biriyle, Svetlana Aleksiyeviç'inkiyle noktalayalım: Kaybedilmiş bir savaş üzerine.
Bizden bir yeni baskı haberi: Tepedeki Ev. Shirley Jackson'ın başyapıtı, yeni kapağı ve gözden geçirilmiş yeni baskısıyla şimdi tüm kitapçılarda. Haberlere göre Netflix, bu muazzam romanı on bölümlük bir dizi olarak sunacak; Crispin Glover'ın uyarladığı Biz Hep Şatoda Yaşadık ise bu yılın filmleri arasında görünüyor, ama siz, bana sorarsanız, uyarlamalardansa kitapları yeğleyin.
Son zamanlarda bir Orwell bahsi yürüdü gitti yine; bu bağlamda yazdan kalma bir yazı: Geleceğe Dönüş, 1984 ve Orwell'in İntikamı. Üzerine, Loui Jover'e ait bir iş: Orwell'in Yapıbozumu. Yanında dursun: Pink Floyd ve Pigs. Son olarak Orwell etkisinde popüler müzik ile bu paragrafı kapatalım: Orwell'in ilham verdiği 10 Şarkı.
Popüler kültürün en meşhuru, Stephen King'in Pennywise'ı hazır vizyona dönmüşken ve Valeria Luiselli'nin Dişlerimin Hikâyesi'nde palyaço bağlamında bir değini bulunması vesilesiyle palyaço paranteziyle lafa devam: Ugo Rondinone ve palyaçoları. Üzerine, Aysu Önen'den harika bir yazı: Artık hiçbir şey komik değil. Edebiyat demişken Heinrich Böll'ün Palyaço'su; ardından blog yazarınızın en sevdiği hain palyaço: Krusty the Clown. Halen palyaço derken tüyleriniz diken diken olmuyorsa o zaman Bruce Nauman ve Clown Torture ile bu korkunç bahsi kapatalım.
Notlarım, derlenmemekten köpürmüş adeta sevgili blog okuru, ama bir ucundan tutmak şart, değil mi? Mevsim dönümü depresyonundan mustarip olanlara kitap okumalarını önerir, sizleri, hafta sonunun eşiğindeyken Ariel Pink'in Another Weekend'i ile selamlarım. (Yukarıdaki görselde Wonderwheel'in setinden Kate Winslett, bizlerin bilmediği bir sırra vakıfmış gibi gülümsüyor.)
İyi tatiller!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder