...
Paris’te Satori, gerçeklere dayalı bir metindir; yazar, ne
anlatacağını daha ilk sayfalarda, hatta kitabın adıyla açık eder okuruna. Yazarın
gizlisi saklısı olmadığı gibi, aldığı nefesten daha büyük, daha yüce bir
iddiası yoktur. Geleneksel anlatının giriş-gelişme-sonuç odaklı -ve yaşam
akışından hayli uzak- formüllerine inat, Paris’te Satori’de sonuç girişte yer
alır ve lafa özetle başlanır. Bir aydınlanmadır anlatılan ama neye dair değil
nasıl olduğu önemlidir, zira Kerouac için mühim olan, vardığı nokta değil,
tuttuğu yolun kendisidir: “Paris hakkında yazdığım yeni roman 30.000 kelime
kadar ve onu olduğu gibi, kurşunkalemle nasıl yazdıysam öyle bırakacağım.”[i]
Hazırlanmakta oldukları kitapların "mutfak" sürecinden bahsedilmesi sinirime dokunuyor sevgili okur; keza yayımlanacak olan kitaplardan kesitlerin "tadımlık" adıyla sunulması canımı sıkıyor - bir süredir yayına hazırlamakta olduğumuz kitap, Jack Kerouac'ın Paris'te Satori'si, yukarıda ise metnin sunuşundan bir kesit yer almakta; mutfak demek istemediğim için tadımlık adını da vermeyeceğim, zira tadımlık mutfakta.
Paris'te Satori, çok yakında...
Bir baska yayinevi tarafindan cikarildiginda okuma firsati bulmustum, diger Kerouac kitaplarina pek benzemiyor, sanirim kurgusal yonu az ve de Kerouac'in son donem calismalarindan oldugu icin. Yine de severek okumustum.
YanıtlaSilTabii keske daha once Turkceye cevrilmemis bir Kerouac kitabi yayinlasaydiniz (daha once yaptiklariniz gibi) ama baskisi piyasada hc kalmadigindan meraklilarini mutlu edecektir. Iyi calismalar.