Son on yılda, zombi kültürüne dair pek çok şey yeniden dirildi denebilir. Zombiler neden şimdi önemli, ilgi çekici oluverdi? Bilmiyorum. Bölge Bir'i yazdım çünkü yaratıklara dair kendi merakımı gidermek istedim. Genel kültürel eğilimler hakkında bir şey diyemem. Bana gelirsek; Yaşayan Ölülerin Gecesi, Ölülerin Günü ve ilk George Romero üçlemesi geliştirdiğim delice saplantının başlangıcı olmalı. Bölge Bir, benim zombileri neden korkunç bulduğuma dair bir irdeleme sürecinden doğdu.
Zombi sözcüğü başka insanlara ne ifade ediyor, bilmiyorum. Kitaba başlarken, "Zombilerin de olduğu bir korku romanı üzerinde çalışıyorum," dediğimde edebiyat düşkünü dostlarım: "Ben zombi sevmem. İçinde zombi geçen kitapları sevmem," diye yanıt veriyordu. "Hangi zombi kitaplarını okudun? Hangi zombi filmlerini izledin?" diye sorduğumda yanıt, hiçbirini, oluyordu. Korku kültürüne halihazırda dahil olanların zombilere dair kendi fikirleri, dahil olmayanların da önyargıları var. Bu kitapta hedeflediğim şey film janrının birtakım unsurlarını kucaklayıp diğerlerini reddetmekti. Sevdiğim şeyleri muhafaza edip diğerlerini attım ve umudum, bu tarz korku öykülerine dair fikirleri derinleştirmiş, ufukları genişletmiş olabilmek.
(...)
Korku filmleri ve bilim kurgudan ilham alarak yazar olmaya karar verdim ben. Büyülü gerçekçiliğin dehşetli etkisi, Garcia Marquez, Beckett'in çılgın, absürt manzaraları - bunlar, benim için, çocukluğum boyunca okuduğum fantastik kitapların bir uzantısıydı. Godot'yu Beklerken, güneşe yönelmiş tuhaf bir asteroidde geçiyor olabilir mesela bana kalırsa, öyle görüyorum. Gerçekçi bir zeminde değil - fantastik bir dünyada. Peki onu, uzayın derinliklerindeki küçük bir gezegenden farklı kılan nedir? Kıyamet sonrası ortamından ayıran nedir? Pek fark yok fikrimce.
(Colson Whitehead, Atlantic söyleşisinde, zombilerin edebiyatta yeri olabileceğini söylüyor; romanının insanlar hakkında, içinde yaşadığımız kültüre dair olduğunu belirterek tek cümle ile özetlenemeyeceğini iddia ediyor. Romanı okuduysanız bilirsiniz, Whitehead, Bölge Bir'de zombilerden değil, leşlerden ve kopuklardan bahsediyor, zombi kelimesini kullanmadan yaşadığımız çağı, medeniyet adı altında yapılan anlamsız icraatları ve evet, insanın varoluş sefaletini konu ediyor. Whitehead'in anlattığı hikayede korkunç olan şey, korku filmleriyle paralel meseleler, zombiler veya zombi benzeri varlıklar, vs. değil, tam da bugün, bu zamanda, yaşam adını verdiğimiz kör dövüşü.
Görsel, Tex, sayı: 45. Zombilerin Gecesi.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder