Haziran ayının ilk pazartesi günü, yazın resmi başlangıcı: Geçenlerde bir vesileyle bu bloga ne zamandır yazdığıma baktım: Dokuz yıl olmuş sevgili blog okuru, yeni idrak etmiş bulundum, arşivi biraz karıştırınca yinelenen şeyleri de görüyor insan, zamanın damgası bu belki - yazın çöken cinnet halleri, kış buhranları, bahar sancıları, fuar sonrası zindeliği, hep tekrar, hep döngüsel... Misal, şu anda, herkes soyunup dökünür, sıcaklardan bunalırken ben, anladığım kadarıyla her yaz bir kere illa ki tutulduğum yaz gribinin serin sularında tir tir titriyorum ama eğer döngülere inanacaksam bu, birkaç güne yerini gıcık bir öksürüğe bırakacakmış; blog, beni her sene böyle hasta olduğuma ikna etti, adeta bir kaplumbağanın kış uykusuna yatması, bir yılanın deri değiştirmesi gibi, döngüsel yaz gribi... Evet, yaz geldi, hava ısınacak, mevsimsiz yağmurlar yağacak, sosyal medyada tüm tanıdıklar ya düğüne ya tatile gidecek, geceler kısa olsa da yarın hep geç gelecek, ışık insanı rahatsız edecek ama yaz demek, ister sevin ister sevmeyin biraz gevşemek, biraz vites düşürmek anlamına gelecek.
Geçen seneydi sanıyorum, gazetelerin magazin eklerinde, sahneleri bırakıp da tekrar geri dönen bir şarkıcının sevgilisinin, kumsalda, elinde Tezer Özlü'ye ait bir kitapla yakalanması olay olmuştu, zira otoriteler, bu olayı fırsat bilip kumsalda okunacak kitapların ne olabileceği ve ne olamayacağı yönünde kaidelerle karşımıza çıkıvermişti. (İma edilen, Tezer Özlü ile gösteriş yapılıyor olması gerektiği, zira Özlü'nün metinlerinin kumsalda okunamayacağı idi. Kitapla gösteriş!) Kendi adıma, kumsalda güneşin altında pineklemeyi sevmediğimi ama kumsalda güneşin altında pinekleyenlere davranış adabı dayatılmasını hiç sevmediğimi söyleyeyim - kumsalda ister Bebekler Vadisi'ni okuyun ister Kutadgu Bilig'i, karar ve keyif sizin, sizi aksine inandırmalarına izin vermemenizi temenni ederim. (Kutadgu Bilig enteresan olurdu, tabii lafın gelişi...) Her neyse, madem döngülerden ve kimin ne okuduğundan bahsediyoruz, hayat hep döngüden ibaret değil elbet, yeni şeylere de yer var ve iyi ki var: Mesela - bir süredir Snapchat kullanıyorum ve kumsaldı, festivaldi, partiydi gibi ortamlardan ziyade okuduğum metinleri paylaşıyorum; gayet seviyeli ve hatta neredeyse sıkıcı editöryel ortamıma eklenebilirsiniz, beklerim, yalnız direkt mesajlara yanıt veremiyorum, şimdiden söyleyeyim. Benim Snapchat'imden çok daha eğlenceli bir tavsiye ise 102 No'lu Sınıfın Kumandası, kendisi dünyayı gezmekte, onu şuradan takibe alabilirsiniz.
Neyse işte, yaz geldi, yine geldi, zaten hep gelirdi - özetimiz bu... Geri kalan tüm kararlar, seçimler ve elbette ki keyif, sizin.
İyi haftalar.
Görselde Pola Negri, kumsalda (ya da sette?) ve kimbilir ne okuyor.
(Snapchat: sanemsirer.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder