12 Ocak 2016 Salı

Kahraman




Hayatım boyunca oradan oraya savrulduğum için bir gözlemcinin işgal ettiği yere konumlandım. Belli bir mesafede durmayı öğrendim her şeye karşı - ve gözlemleyip anlamlandırdığım sırada kendimi bir parça görünmez kılmayı seçtim. Kati bir mesafe değil ama, zira yeni bir sosyal ortamda ayakta kalmak için irtibat halinde olmanız gerekir. Mesafe yine de. Bulunduğum yerlere ya hep yeni gelmiştim ya da oralardan ayrılmak üzereydim; ve bu ara durum, hayaletleri akla getiren bu statü hem insanlar hem de mekanla ilişkilerimde belirleyici oldu. Böyle bir bakış açısıyla yazmak müthiş bir engel ya da muazzam bir fırsat sayılabilir, nereden baktığınıza göre değişir bu. Okura tamamen dünyevi bir duygu aşılayan bir roman yazmayacağım ben asla ya da bir yere, bir topluluğa, bir yaşam tarzına dair derin hakikatler sunamayacağım. Gelgelelim ben her zaman, kolaylıkla, başkalarının yerine geçebilir ve dünyaya onların gözlerinden bakabilirim. Benim gibi daimi yabancılar sahiptir bu yetiye. Kendilerini kolayca silebilir ve dünyaya usul usul bakabilirler, içine karışma hevesi duymadan. 

Ana kahramanlar gibi değil de, başkalarının yaşamlarını kayıt altına almakla görevliymiş gibi.

(Valeria Luiselli, Rumpus söyleşisi. Kalabalıkta Yüzler, cuma günü tüm kitapçılarda.)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder