Bu aralar merakla beklediğim birkaç şeyden biri, Danny Boyle'un Trainspotting 2 adlı uyarlaması (filmin adı böyle olsa da, uyarlanan Porno romanı esasen) ve bu bekleyişimde yalnız değilim, bir süredir pek çok doksanlar çocuğu bu hadiseyi bekliyor; film, Ocak sonunda İngiltere'de, 3 Mart'ta ise Türkiye'de vizyona girecekmiş. Normalde sinemaya uyarlanan filmlerden biraz ürkerim, hatta sıra dışı bir durum söz konusu değilse genel olarak sevdiğim edebiyat eserlerinin sinema uyarlamalarından uzak dururum ama burada, Danny Boyle, Irvine Welsh ve eski tayfanın belli bir iddia güttüğü açık; Welsh, şöyle buyurmuş mesela: "Film, Trainspotting (kitap) ve Porno'nun en dinamik unsurlarını alıp bugüne, şimdiki zamanda neler olacağına bakmayı başarıyor. Birçok açıdan Trainspotting'den (film) daha iyi olduğunu düşünüyorum... Kahramanlar öylesine efsaneleşti ki bu film bu statülerini daha da sağlamlaştıracak."
Doksanlara damgasını vurmuş bir kitap ve onun eşit ölçüde çarpıcı beyaz perde uyarlamasından yola çıkılacak, iki binlerin başında geçen ve Trainspotting öyküsünü devam ettiren Porno esas alınarak bir devam filmi yapılacak, fakat Porno'nun hikayesi günümüzde vuku bulacak... Nasıl kotaracaklarını merak etmemek mümkün mü? Bir özet geçmek gerekirse: Trainspotting dibe vurmanın kitabıysa Porno köşeyi dönmeye çalışmanın kitabıdır; biri seksenlerin sonunu/doksanların başını, diğeri iki binlerin başını konu alır; ikisinde de esas kahraman yerine pek çok karakter bulunur, fakat Porno'nun esas adamı Sick Boy'sa Trainspotting'inki Renton'dır; Trainspotting'de zehir eroin, Porno'da zehir kokaindir; Trainspotting'de ya debelenerek ölür ya da debelenerek sağ kalırsın, Porno'da ya sürünür ya da voliyi vurup zirveye çıkarsın; Trainspotting'de her şey çirkinken sadece kafalar güzeldir, Porno'da hem kafalar hem de hayallerdir güzel olan, gerisi pek önemli değildir - Ait oldukları dönemleri birebir yansıtan ve o dönemlerle anımsanan bu iki kitabın hamurundan ne çıkar bilinmez ama soundtrack'te yer alanlar duyuruldu bile, gerçi sonradan, soundtrack'in yanlışlıkla sızdırıldığı söylendi ama belli olmaz, mevzu PR ise tam olarak ne olduğu bilinemez.
Neyse, Porno'yu birkaç sene önce, yayıma hazırlamadan önce yeniden okurken -ilk çıktığı dönem, birimizden birinin evinde, üzerinde şişme kadın suratı yer alan kapağıyla uzun zaman masa üzerinde durduğunu anımsıyorum bu arada, öyle ki o dönemin anılarının hepsine sinmiş kitap, bir nevi arkaplan olmuş- hikayenin geri planında iki binlerin başı değil de, tam da içinde bulunduğumuz zamanların, yani sosyal medya, Facebook, YouTube evrenin bulunmasının yerinde olacağını düşünmüştüm; demek o zaman da yalnız değilmişim.
Fragmanı tekrar buraya bırakıyorum; 3 Mart'ta konuşalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder