Hafta sonunda kalabalık bir yere çıkacak olduğunuzda, toplu taşımada balık istifi ayakta durmaya çalıştığınız sırada, trafiğin böğrüne saplandığınız otoyollarda, uğultulu avm koridorlarında, akıllı telefonunuzda parazit gibi akan Twitter ve diğer sosyal medya uygulamalarında ya da başınızı kaldırıp veya yere bakıp betonla, yine betonla karşılaştığınızda yabancılaşıp da kendinizi bir distopyanın içine düşmüş gibi hissetiğiniz, etrafınızdakileri mezardan yeni dışarı fırlamış zombiler gibi gördüğünüz oluyor mu? Diyelim zihniniz kargaşaya zemin tanımıyor ve böylesi ruh hallerine geçit vermiyor... O zaman meşum bir gecede dünyada sadece yaşayan ölülerin ve ölmeden yaşamaya çalışan birilerinin kaldığını ve mutlak bir yalnızlık içinde kendi safhınızda debelendiğinizi hayal edin.
Ne olurdu?
Bölge Bir. Bütün korkuların toplamı, uygarlığın bitimi. Ait olduğu karanlığa bakmaktan çekinmeyenler için bir tür çağdaş yaşam alegorisi.
Yaşam kisvesi altında salgın kol geziyor. Önleminizi alın.
(Görselde New York ve binaları kötülüklerden koruyan bekçileri.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder