9 Temmuz 2014 Çarşamba

Kaplumbağa



Yazma alışkanlıklarım neyin üzerinde çalıştığıma göre değişir. Roman yazıyorsam oldukça istikrarlıyımdır - bir kaplumbağa için biçilmiş kaftandır bu iş. Genelde sonuna yaklaşırken tahammül eşiğim yükselir, roman kendi temposuna kavuştuğu zaman. Başlarda, günde üç saat çalışmak bile mücadele gerektirir.

Geçtiğimiz yıl senaryolar üzerinde çalıştım, onlar daha ziyade uzun atlamaya benziyordu. Genelde finiş çizgisinin nerede olduğunu görürsün ve yetiştirmen gereken tarih bellidir. Haftalar boyunca uzun mesai yaparsın ve epey yorulursun ama sonrasında, senaryo prodüktöre ya da stüdyoya falan gönderildiğinde dinlenecek vakit bulursun yine de. Romanın günlük eziyetine kıyasla aralar çok daha fazladır.

(Tom Perrotta, yazma alışkanlıklarında bahsediyor; postroadmag.com'dan. Görselde Prag, Mala Strana civarında bir köprü ve aşıkların birbirlerine bağlılıklarını daim kılma inancıyla astığı kilitler, kilitler...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder