Bir yerlerde görüp işaretlemişim, yeni bir haber olduğu söylenemez, zira tarih Nisan sonuna işaret ediyor, TUİK sitesinde de doğrulatamadım, gerçi TUİK sitesinde ben diyeyim Kafkaesk, siz deyin akıllara ziyan dakikalar yaşadım... Neyse, haberin başlığı: 'TUİK'den utandıran kitap okuma raporu.' Habere göre Türkiye İstatistik Kurumu'nun verileri, ülkemiz insanının günde altı saat televizyon izleyip 3 saat Internet'e girdiğini, ancak kitap okumaya 1 dakikasını ayırdığını ortaya koyuyormuş.
İstatistik, genel anlamda tartışmaya açık bir mevzu; metodolojiyi bilmeden de verileri irdelemek doğru olmaz, ancak günde bir dakika kitap okuma fikrinde, ne bileyim çok fütüristik bir tını var. Misal geçenlerde 'hapı yutar yutmaz dil öğrenmeye ne dersiniz' gibisinden bir başlığa tıklayıp ilgili haberi okurken ne hissettiysem, bu gün de bir dakika kitap okuma meselesi karşısında aynı duygular içindeyim... Ne mutlu günde bir dakika olsun kitap okuyana deyip Polyanna'ya yatmak da var elbet, ama yok, hepsi bir yana, bu istatistiğin sonucuyla utancın alakası ne? Belki, insanların kitap okumadıkları için utanmaları gerekmeyen bir düzlemde, kitabın da tıpkı TV ya da internet gibi meşru bir 'iyi vakit geçirme' aracı olduğu hatırlanırdı, kim bilir... Öyle bir düzlemde veriler, belki daha yüksek olabilirdi ve o zaman kimsenin bunu bir gurur kaynağı yapma ihtiyacı da olmazdı. Burada ister istemez bir atasözü geliyor insanın aklına, halamın sakalları, vs.
Velhasıl, herkesin boş zaman tercihi kendine.
Bu yazıyı Penguin icadı maharetli kitap ayracı ile ilgili haberle bitireyim: Ayraç, okumaya uzun süre ara verirseniz size kitabın yazarının ağzından bir tweet atarak 'haddinizi bildiriyor.' (Haddinizi bildirmiyor esasen, orası benim yorumum, yorum yapan yapana.)
Görselde, Pera Müzesi'ndeki Stephen Chambers sergisinden bir kare, esasen iki eserin isimlerini içeren etiketler yer alıyor; madem atasözü dedik, Chambers, Flaman atasözlerinden yola çıkarak bir seri hazırlamış, o kareyi paylaşmanın vaktidir.
Üzgün üzgün bakıp düşünmenin manası ne?
Bizim ülkede kitap okumak entel dantelin işi. Entel dantel de aşağılanan, hor hakir görülen, inek diye tabir edilen kişi...
YanıtlaSilOkuyanı aşağılayan bir toplumdan çok fazla kitap okumasını bekleyemiyorum ben. Tüik verisimidir bilemem de gerçeklere çok yakın :(