18 Kasım 2015 Çarşamba
Sakin!
Bir kitap fuarını daha bitirdik ve sağ salim masalarımızın başına döndük; bizi yalnız bırakmayan tüm okurlara teşekkür etmekle birlikte, gelmeyenlere gönül koyacak değiliz, nasılsa yerimiz yurdumuz belli, başka zaman görüşürüz. Tüyap, bu yıl ziyaretçi sayısının yüzde on bir arttığını duyurdu; gerçekten de özellikle hafta sonlarında büyük izdihamlar söz konusuydu. Fuar boyunca daracık bir alanda, çoğunlukla ayakta durduğumdan olsa gerek, halen türlü ağrılar içindeyim, salondaki uğultunun yol açtığı kronik kulak çınlamasından da nihayet bugün kurtulabildim - kişisel fikrim, fuarın yavaş yavaş maksadından şaşarak bir hipermarketi andırdığı yönünde, yine de bu alanda, doğru zamanda gezecek olursanız, pek çok sürprizle karşılaşmanız ve tümünde olmasa da çoğu standda yayınevi çalışanları ile tanışıp onlara kitap danışma fırsatı bulmanız mümkün. Her yıl olduğu gibi okurlarla sohbet etmek, ziyaretçileri gözlemlemek, ellerinde kitap listeleriyle koşturanlarla karşılaşmak ve meslektaşlarla biraraya gelme fırsatı bulmak hoştu. Beynim bu on günlük zorlu mesaiden ve aşırı gürültüden sonra halen yanık vaziyette olduğu için fuar özetini kısa kısa geçeceğim, mazur göreceğinizi umuyorum:
Hangi fuardan bahsediyoruz? 34. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı.
Ziyaretçi sayısı: Tüyap'ın duyurduğu üzere 558 bin.
Fuara gidip gelmek için harcadığım süre: Günde ortalama üç saatten on günde otuz saat.
Fuar boyunca (bana) en çok sorulan soru: Ötüken nerede?
Fuar boyunca (bana) en çok sorulan diğer soru: Test kitapları hangi salonda?
Fuar boyunca (bana) en çok sorulan kitap: 4N1K ve Beyaz Gemi.
Okurlarına çığlık attıran yazarlar (şahsen şahit olduklarım elbette, bütün çığlıkları takip etmem mümkün değil): Büşra Yılmaz ve Ali Boz.
En mahşeri kalabalık: 14 Kasım Cumartesi.
Kayıp çocuk (rastladığım): 1.
Kafilesine kavuşturulan çocuk (rastladığım): 1.
Elektrik kesintisi: İki kere, kısa süreli.
Sakin kafayla dolaşmak için en uygun saatler: Hafta içi akşam saatleri.
Kulaklarınızla bir alıp veremediğiniz varsa ve sağır olmaya çabalıyorsanız fuara muhakkak uğramanız gereken saatler: Hafta içi sabah 10 - 14.
Bu yıl fuarda en çok ilgi gören kitaplarımız, Tanrı Olmak İsteyen Otobüs Şoförü, Makul Bir Saatte Yeniden Uyansam, Marousi'nin Devi, Keşke Bugün Kendimle Karşılaşmasaydım ve Trainspotting oldu; her sene olduğu gibi sadık takipçilerimizi ve yeni okurları görmek güzeldi.
Ziyaretçilerin giriş ücreti vermeden kolaylıkla ulaşabildiği, aynı yayınevinin her salonda zincir misali stand açmaktansa çekirdek kadrosuyla tek bir noktada ve samimi bir ortamda kendini temsil edebildiği, çocukların -çocuklara ayrılmış bir salonda- güvenli bir ortamda ve kendilerine uygun tasarlanmış koridorlarda düşüp şaşmadan gezebildiği, havalandırmanın insani bir biçimde (kimseyi bayıltmadan ve dondurmadan) çalıştırılabildiği, gelen ziyaretçilerin bir yerlere sıkışıp kalmadan kitapların arasında mutluluk içinde gezebildiği bir fuar hayal etmekteyim şimdi... Zira kitap alışverişi için sanal ve reel ortamlar çok, oysa okurla yayınevinin buluşabildiği fuarlar sayılı, onları da AVM'ye çevirmenin anlamı yok.
Bakalım, belki seneye.
Tüm okurlarımıza ve dostlarımıza teşekkürlerimizle - ne varsa kitaplarda var.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Siren'i her zamanki yerinde görmek beni sevindiriyor, görmekten dolayı sevindiğim çok az yayınevi kaldı ya, neyse.
YanıtlaSilFuar alanının pazar yerine dönüşmesi şaşırtıcı değil. Çocuklara oyuncak satan standlar bile yıkıldı neredeyse; yıllardır devam eden büyük yayınevleri yine %20'den fazla indirim yapmadılar ve görüyoruz ki artık onlar da "kitap setleri" yaparak stokları eritiyorlar.
Örneğin, Nurdan Gürbilek'in setini kaç kişi alır? 120 liradan 70 liraya düşmüş, güzel indirim. İçinde 8-9 tane kitap var. Okur olarak bir yazarın kitaplarını arka arkaya tercih ettiğimi söyleyemem açıkçası. Araya başka yazarlar sokuşturarak yola devam etmek kafa açıyor. Bu durumda kendi adıma konuşmam gerekirse, Nurdan Gürbilek'i severim ama bende 2 kitabı zaten varken kitap setine yönelemem. Tek almaya kalksam %20 sadece! Büyük yayınevlerindeki meslektaşlarınıza bu konuyu sorsanız bence çok iyi olur :)
Fuardan aldığım Ferris'in Yeniden Uyansam kitabını yeni bitirdim, çok iyi bir iş başarmışsınız. Kapak tasarımı yine ABD edisyonundan çok daha iyi olmuş, ayrıca çeviri çok lezizdi. Kitap seçip yayıma hazırlama sürecinde gösterdiğiniz özenden ötürü teşekkürlerimi kabul edin...
O zaman blog dolu dizgin devam eder bundan sonra, biz de günlük yazılarla olduğu kadar haftanın notlarıyla kaçırdıklarımızı görmeye devam ederiz. Hoşçakalın...