10 Emir’den kütüphane kataloglarına, alışveriş listelerine varana değin listeler, ister sayısal, kronolojik veya hiyerarşik, ister salt döküm niteliğinde olsun, kimi medeniyetlerin belkemiği diye nitelenebilir. O medeniyetler ki, türlü hadiseyi sayılara dökerek kayıtlara geçirmeyi ihmal etmedikleri gibi müze kataloglarından yasalara, stok raporlarından çoksatarlara varan listeler inşa etmiş, sene sonlarına has ‘Yılın En İyileri’ derlemelerini yaratmış, envanterleriyle evrenin ceviz kabuğuna sığdığı yanılsamasını yaratmayı başarabilmişlerdir. İletişimin hızlı ve kısa, bilginin içerikten ibaret olduğu bir çağda, yadsımak olası değil: Listeler seviliyor. Kargaşaya düzen getirmek, çokluğuyla baş edilemez olanı indirgemek adına bir şeyleri sayıyor, sıralıyor, alt alta diziyor, başlıklar altına yerleştiriyoruz. ‘Liste yapma saplantısı’ anlamına gelen bir sözcük bile türemiş çağımızda: glazomani.[i]
Listelere olan
merakını saklamayanlardan Umberto Eco, pratik listeleri (alışveriş listesi,
katalog, envanter, yapılacak işler, menü, hatta sözlük) edebi veya şairane ya
da estetik listelerden, tutarlıları kaotik olanlardan ayrı tutuyor.[ii] Pratik listelerin işlevinin belli olduğuna, her ne kadar birbirine benzemeyen
maddelerden oluşsalar da bağlamları bakımından ilintili şeyleri bir araya
topladığına dikkat çeken Eco, felsefi anlam taşıyan, edebi birer araç niteliği
olan listeleri ‘listelerken’[iii] eski Yunan’dan bu yana felsefe ve bilimin rüyasının nesneleri özlerine göre
tanımak ve tanımlamak olduğunu ekliyor. Evet, bir rüya ancak, zira sonsuz bir
evrende tüm listeler eksik kalmaya mahkum ve insanlar fani. Şöyle diyor Eco:
“Son derece üzücü, alçaltıcı bir kısıtlamaya tabiyiz biz: ölüme. Bu yüzden
sınırsız olan, dolayısıyla sonu bulunmayan şeylere düşkünüz. Ölümü düşünmekten
kaçmanın bir yolu bu. Listeleri seviyoruz, çünkü ölmek istemiyoruz.”[iv]
Homeros’un İlyada’da bir bir saydığı gemilerden[v] Perec’in Bin Dokuz Yüz Yetmiş Dört Senesi Boyunca Boğazımdan Geçen Sıvı ve Katı
Besinleri Envanterleme Girişimi’ne, Gargantua’nın Oyunları’ndan Susan Sontag’ın
‘sevdiği şeyler listesine’ varana değin edebiyat da listelerle dolu. Anlatıya
hizmet eden listeler bunlar çoğu zaman; Eco’nun nitelemesiyle kimi zaman
kaotik, kimi zaman şairane... Perec, örneğin, hakikati nafile yakalamaya çabaladığımız
hayatlarımızı düşten yoksun bir uykuda geçirdiğimizi, alışageldiğimiz ve
karmaşık dünyayı deşifre etmek için envanterlere başvurmamız gerektiğini
belirtiyor; alelade şeylerden söz edilmesi, bunların peşlerine düşülmesi
gerektiğini söylüyor, öyle ki bizlerden, bizim kim olduğumuzdan
bahsedilebilsin... Listeler, birer ayna, birer belge ve bizlere dair ipuçları
taşıyor; hatta listelerin kültürün temelini attığı görüşünü öne süren Eco, bunların
görsel de olabileceğini söyleyerek Flaman ve Hollanda natürmortlarını kendi oluşturduğu listeler listesine ekliyor.[vi] Hepsi, surelerden kanunlara, İlyada’nın gemilerinden masalara dizli meyvelerin
görsel tasvirlerine varana değin antropolojik değer taşıyor, kültüre dair
fragmanlar ortaya koyuyor.
______________________________
[i] DiClaudio, Dennis. Paranoyak: Ruh Sağlığından Şüphe Duyanların El Kitabı. Çeviren: Avi Pardo.
[ii] The Infinity of Lists. Rizzoli; 2009.
[iii] Eco, Umberto. Genç Bir Romancının İtirafları. Çeviren: İlknur Özdemir.
[iv] Umberto Eco, Der Spiegel söyleşisi. 11 Kasım 2009.
[v] “(...) adıyla, sanıyla sayamam yığınla insanı ben/ on tane ağzım olsa, on tane dilim / hiç kısılmayacak bir sesim olsa, göğsümde tunçtan bir yüreğim./ Ama bütün gemileri, komutanları sayacağım yine de.” Homeros, İlyada. Can Yayınları. Çeviren: Azra Erhat.
[vi] Eco’nun, 2009 yılında Louvre Müzesi için Listelerin Sonsuzluğu adlı serginin küratörlüğünü üstlendiğini belirtmek gerek.
[ii] The Infinity of Lists. Rizzoli; 2009.
[iii] Eco, Umberto. Genç Bir Romancının İtirafları. Çeviren: İlknur Özdemir.
[iv] Umberto Eco, Der Spiegel söyleşisi. 11 Kasım 2009.
[v] “(...) adıyla, sanıyla sayamam yığınla insanı ben/ on tane ağzım olsa, on tane dilim / hiç kısılmayacak bir sesim olsa, göğsümde tunçtan bir yüreğim./ Ama bütün gemileri, komutanları sayacağım yine de.” Homeros, İlyada. Can Yayınları. Çeviren: Azra Erhat.
[vi] Eco’nun, 2009 yılında Louvre Müzesi için Listelerin Sonsuzluğu adlı serginin küratörlüğünü üstlendiğini belirtmek gerek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder