1 Ağustos 2013 Perşembe

Doğum


Herkes yazarların nasıl yazdığını merak ediyor. "Her gün için bir zaman dilimi mi belirliyorsunuz, tükenmezkalem ile mi yazıyorsunuz, yazarken kağıda ne kadar bastırıyorsunuz?" diye soruyorlar. Pek sormadıkları şey ise şu: "Bir roman nasıl doğar?" Derinlemesine gizemleri olan bir süreç bu ve kimse anlamıyor. Norman Mailer, kurmaca ile ilgili şahane kitabına bu yüzden "Tekinsiz Sanat," adını vermiştir. Bilincin bilinçaltı ile tuhaf mı tuhaf biçimde birleşmesi. Sanırım her yazar, bir romanın doğuşunun ani biçimde gerçekleştiğine katılacaktır. Bazen teğetler sayesinde. Nabokov, bir Paris gazetesinde okuduğu, resim yapmayı öğrenmiş bir maymunla ilgili haberin ardından "Lolita"yı yazmaya karar verdiğini söyler. Maymunun çizdiği resmin bir temsilini koymuşlar habere, kafesinin parmaklıklarını çizmiş. Nabokov, "Lolita"nın ilk tekmesini bu haberi okuyunca hissetmiş içinde. Tamamen teğetsel.

(Martin Amis, New Yorker söyleşisi, 13 Haziran 2012. Görselde şempanzelere (ve kendimize) dair bugün bildiğimiz pek çok şeyden dolayı müteşekkir olmamız gereken efsane bilim insanı, Jane Goodall, Tanzanya'da bir yerlerde. Tamamen teğetsel.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder