16 Ağustos 2010 Pazartesi

Algı hatası

Sıcaktan kavrulmayı sürdürmekte olduğumuz yeni bir haftaya başlarken güzel bir haber; eylül ayı için son hazırlıkları yapılan ve Dave Eggers'ın bu coğrafyada yayımlanacak ikinci kitabı olan Ne Nedir, Times kaynaklı habere göre İngiltere listelerinde bir numara. Liste kitabı beni bozar demeyin; Ne Nedir öylesine özgün ve sarsıcı bir kitap ki tüm ezberlerinizi bozması mümkün, eylül ayını bekleyin.

Yaz bütün acımasızlığıyla ilerlerken, sıcakların da etkisiyle zaman zaman insan algıladığı dünya kırılıp parçalanıyormuşçasına yabancılaşıyor ortamına. Uykusuzluğu da eklersek hepimiz deliliğin sınırlarında ve algı hatalarının kucağında geziniyor gibiyiz bu aralar. Ya da genelleme yapmayayım, en azından blog yazarınız bu aralar çevresindekileri tuhaf bir rüyadan hatırda kalanlar gibi görmeye başladı. Her neyse, endişeye mahal yok, bozuluruz ve düzeliriz, adına yaşam dediğimiz uğraş bu nihayetinde. Yabancılaşma demişken bir algı sıçraması yapalım ve Rusya'da vuku bulan bazı tuhaf olayları nakledelim öyleyse. Moskova'da, Dostoyevski'nin kültür mirasına sahip çıkmak adına bir metro istasyonunun duvarları yazarın romanlarından çeşitli sahnelerin duvar resimleri ile döşenmiş; istasyona da Dostoevskaya adı verilmiş... Buraya kadar her şey gayet güzel ilerliyor. Ancak bugünlerde Rusya bu resimlerin insanları depresyona soktuğunu ve intihar arzusu tetiklediğini tartışıyor ve resimlerin yeniden ele alınması gündemde, özellikle şakağına silah dayamış bir figür (Ecinniler) ile baltalı bir adamın işlediği cinayetin resmedildiği sahne (Suç ve Ceza) tartışma konusu olmuş. Kaygıların merkezinde yatan şey bu resimlerin metroyu kullananları şiddete veya intihara sürükleme olasılığı... Yorum yapma gereği duymuyorum ama şunu söyleyeyim, seneler sonrasını hayal etmeye falan gerek yok, hayat bazen tam da içinde yaşadığınız zaman kötü bir distopya şeklinde koyuyor kendini ortaya. Geçen ay bir ahtapotun seçimleri üzerinden maç skoru tahminleri yapan bizler mesela, geçen hafta Ağustos 12'de kopması beklenen kıyameti konuştuk. Birileri ısrarla sterilleştirmeye çalışırken dünyayı, yıllar geçse de, bir şeyler değişse de olan bitenin özeti hep aynı; kan, ter ve göz yaşı.

Bir kitap rafına uzanıp Yeraltından Notlar'ı çekip almanın, sayfaların arasında gezerken sıcak eşliğinde zihninizde giderek acayip bir hal alan karmaşaya omuz silkmenin tam da zamanı şimdi.

İyi haftalar dileklerimizle...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder